29 Mart 2010 Pazartesi

Cep Telefonum ve Ben



Hayatımızın değişmezleri arasına ne kadar da çabuk girdi aslında hatırlıyorum da ilk gördüğüm cep telefonu takoz metal kenarlıklı bir ericssondu, gayet silah niyetine kullanılabilecek bir aletti hatta o ağırlık, o sağlamlık ile en "benim!" diyen adamı bile yere devirebilirdiniz.. nerden esti bilmiyorum bugün öyle bir merakla araştırmasını yaptım tarihcesi olsun babında gereksiz bilgi birikimime bir yenisini eklemiş oldum böylece.



Cep Telefonu dediğimiz meret aslında '30lu yılların başından itibaren hayatımıza girmeye başlamış bir edevat tabii o zamanlarki cep telefonlarına cep telefonundan ziyade mobil telefon santrali demek daha doğru olur, örneğin amerikan ordusunda kullanılan ilk mobil telsiz-telefon modelleri at sırtında, kamyon arkasında falan taşınıyormuş ağırlıkları yüzünden.. tabii 1970lere gelindiğinde daha kabul edilebilir boyutlara ulaşıyor cep telefonları ve 82 de en büyük atılımı Martin Cooper yapıyor, kendisi hani şu kücüklügümüzde hemen herkesin sahip olduğu beyaz gövdeli siyah antenli lülülüü gürültü yapma cihazlarının orjinallerini dizayn ediyor, e tabii o dönem icin büyük bir gelişim bu. Sonrasında zaten internetin gelişmesi kılı yünü derken günümüze kadar uzayan bir değişim.. günümüze derken ilk cep telefonum panasonicti oda bir nevi takozdu hatta hatırlarım telefon aslında sadece telefon etmeye yarıyordu, sms atmaya kalkmak tam bir eziyetti, "saat 12'de buluşalım." yazamıyordun, zira rakamları veya ayırma isaretleri sms özelliği dahilinde değildi, sms dediğin olay telgraf haberlesmesini andırıyordu mesaj sayısının kısıtlı olmasından dolayı kırıldı gitti sonralarda, en çok sevdiğim telefonum motorola olmuştu üniversite hediyesi alınmıştı hehe eh tabiiki benimle birlikte milyon tane macera yaşamış bir telefon duygusal bir bağımız vardı.. hatırlarım bir keresinde bira şişesi üzerine devrilmiş ve farketmemiştik yaklaşık 10-15 dakika boyunca bira içerisinde yüzmüş hiç bişey olmamıştı (alkolik gibi kokması dışında) 2 kez balkondan atlamış olmasına rağmen çalışıyordu ama sonuçta gün geldi ayrıldık kendisinden, halen izmirde bi yerde toprağın altında yaşıyordur muhtemelen güzel bir cenaze töreni ile toprağa vermiştim kendisini peeh.. Her güzel şeyinde bir sonu var işte..


Zaman değişiyor insanlarda değişiyor tabii onca duygusal bağı olan telefonlardan teknoloji tikkysi biriye dönüştüğüm günden itibaren trendi kaçırmıyorum ye kürküm ye misali aç gezerken her ay vodafona fena domalıp ay benim cici ayfonum diye kendimi avutuyorum.. halbusi o eski takoz ericssonlar, motorolalar böylemiydi.

24 Mart 2010 Çarşamba

Erkeğin Kalbine giden yol Adana'dan geçer...

Bugünlerde garip bir şekilde sabahları aş ererek uyanıyorum ama öyle böyle değil

önce Ciğ köfte istedi canım dürüm böle acılı macılı sabah sabah!
sonra ki gün döner turşulu falan yarım ekmek röahahheh diye
ve tabiiki kokoreç , şampiyon usülü bolca pul biberli fln bide

bugün de finali iskender ile yaptım sanırım aman allahım acilen kebapçının birine girmem lazım sabahın 9unda hemde >.< ...

22 Mart 2010 Pazartesi

Veeeeeeeeeeee nihayet blog yazabilmeye yetebildim!

Blog sayfasını açalı o kadar uzun zaman oldu ki bişeyler yazma hevesim bile kalmamıştı aslında, sonra bir kıskançlık özenti krizi anında "yazıcam lan, bende yapıcam lan birsürü saçmalicam herkeş okicak!!" dedim ve yaklaşık 1 haftadır e ne yazıcam ki? öle bayat sıradan bir hayatım varmış ki yazacak 1 kelime bişey bulamadım bugüne kadar, efem bugünün ne özelliği var söyliim aslında yok sadece ve sadece nihayet portfoliomu internette adam gibi paylaşabilmeyi becerdim hani yarın öbürgün adam gibi bi iş başvurusu yaparsam gösterebileceğim bir sitem olsun istedim anlatabiliyormuyum..



eh tabii ilk blog yazısını da böyle bi reklamla açmış olucam hayırlara vesile olsun efenim buyrum buradan tıklıyoruz ; http://portfolio.esaliano.net/ artiz artiz isimde verdim, bu arada sitenin yönlendirilmesinde çokça yardımcı olan dostum Yvan a büyük teşekkürler sunuyorum buradan, allahın macarı 2 kelime türkçe bile bilmediği siteden çatır çatır ayarlamalar yaptı takdir ettim süper insan süper dost.

Eveeet simdi gelebiliriz asil blog geneline, nasıl bir içerik olabilir diye düşünüyorum aslında bayadır , belli bir konu çerçevesinde kendi bilgilerimimi paylaşmalıyım diye bayaca düsündüm aslında ama sonrasında farkettim ki ben öle tek bi konuya bağlı kalabilecek kapasitede değilim öyle durduk yere saçmalamam lazım bolca burası da dingonun ahırı olduğu için benim gözümde en iyisi kafama göre takılmak olcaktır ama büyük ihtimalle ağırlıklı olarak, resim, müzük ve pek tabiiki internet ve vazgeçilmezim blizzard içerikli şeylerle dolduracağım.

Umarım bir sonraki yazım önümüzdeki sene kış döneminde falan olmaz bakalım göreceğiz ;p