2 Eylül 2011 Cuma

unutulan hususlar hakkında...

"basit bir monolog... kendim ve kendim arasındaki dialogdan yola cıkılarak hazırlanan basit bir yazı sadece... okumanı tavsiye ederim...."

"bir bakalım öyleyse... nelermiş ;" 

"insan bazen sahip olduğu sorumlulukları, unutuyor... bazen farkına bile varmadan yaptığımız şeyler bizlere onları hatırlattığında aaa ne yapmışım ben diye düşünmeden edemiyoruz elbette ki yine de unutulmamalıdır ki yapılan her hareketin sorumluluğunu karşılayacak özgüveniniz, tüm bunları sırtlayacak cesaretiniz ve gücünüz her daim olmalı... sonu cok acı verebilir.. yine de yaptıklarından pişman olmamalısın... hepsi senin eserin iyileri ve kötüleri ile seni sen yapan şeyler... evet yaptıkların acı verebilir, sana... sevdiklerine.... seni sevenlere...."

"e öyleyse neden unutmaya izin veriyorsun ki?"

"elim de değil :) bazı şeyler uzun süre kullanılmayınca farkında olmadan uzaklaşıyorsun işte... nasıl ki yıllarca savaşan bir askerin sahip olduğu eski karakterine ait olan herşeyi yitirmesi gibi... o günün koşullarına uygun olarak tüm karakterin değişiyor... bazı güzellikler yapısal detaylarda
derinliklere gömülüyor işte... anca kücük şoklar tokatlar ortaya cıkarıyor kendilerini zamanla...

o yüzden diyorum ya, yaşamaktan korkma, eğer ki sen kendine güvenirsen yaptığın şeylerin bilincindeysen kendini biliyorsan... bir şekilde bunu sevdiklerine de anlatabilirsin zamanı geldiğinde... seni anlamalarını sağlayabilirsin. 

işte o yüzden  bozma moralini kötü olan herşeyin icinde senin için yararlı bir şey her daim vardır."



 

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Google+ ne menem bişey

Resimsiz bir entry olsun bu da, biraz derleme toplama oldu zira ben hic beceremedim kendisini kullanmayı.


genel olarak negatif yanlarını aşağıda sıralayalım. Şunu ayrıca belirtmek lazım, G+ Facebook'a rakip olarak sunuldu. bunu göze alarak ekliyorum bu maddeleri.


Arkadaş ekleme olayı yok. Tek taraflı takip var 

Circles ise tamamen privacy ayarlaması ve hangout için tasarlanmış bir şey. 

Birini Circle'ınıza eklediniz mi o da ekleyecek diye bir durum yok. 

Post paylaşırken grup seçmek çok karışık ve kastırıcı. Facebook'taki gibi default "herkes görsün"den ziyade "kimse görmesin" ile geliyor ve kim görsün seçmek zorunda kalıyorsun hep. Sarışın friendly değil yeteri kadar. 

Hangout'u deneyemedim ama haftaya Facebook'ta benzer bir şey getirecek. 

Fotoğraf yorumlarının yanda olması çok saçma. 

Gmail ve dolayısıyla google voice ile entegre olması çok saçma. Beni Google Plus'a eklememiş ama Gmail'i olan ve bana önceden mail atmış birisi Gmail'in chatinden Plus'un chatine ulaşabiliyor, bu ne yani? 

Diğer yandan +1'lerin profilde toplandığı sayfayı çok sevdim zira Facebook'ta bir şeyi layklarsan öyle kalıyor yani, laykları toplayabileceğin bir yer yok. 

Sparks ta başarılı gayet, Facebook'un "sosyal medya" mecrası olarak en büyük eksiği trending olayları olmamasıydı, Plus bu açığı da kapatmış.

Nötr olduğum diğer konu ise Google'ın diğer tüm servisleri ile bunun bütünleşmiş olması. Çok rahatsız oluyorum cidden, Gmail'in chatinden bana bi kere mail atmış adam gelip ad soyadıma kayıtlı Plus hesabımın chatine ulaşıyor, ne bileyim, Analytics hesabım, porno izlediğim Chrome, dökümanlarım falan, bunların hepsinin adıma kayıtlı olması korkutucu. Özet olarak, tutacağına ben ihtimal vermiyorum pek. 

En başta arkadaşlığı sıfırdan yapmak yerine Facebook gibi bir platformu alıp, onun üzerine Plus'ın circles gibi özelliklerini inşa etmeleri gerekirdi, şu anda bu olay fazlasıyla karışıklıktan öteye gitmiyor ne yazık ki. Toparlamaları lazım. Ve bir şekilde Facebook UAUTH u falan kullanıp FB arkadaşlarına toplu invite çekebilmek, ve hatta fotoğraflar, kişisel bilgiler her şeyi port edebilmek lazım ki, bence bunu FB ile ters düşmemek için yapmıyorlar bilmiyorum başka sebep gelmiyor aklıma. (Yapılamaz değil, uygulamalar gayet erişebiliyor bu verilere)

Özeti şu, Hipster değilseniz tutmaz ;p

10 Mayıs 2011 Salı

Wacom Stylus VS Stitch

bugün baya uzun bi aradan
sonra tablet'imi kullanma ihtiyacı duydum. kendisi baya bi eski model olan WACOM Graphire4 CTE-640.


ancak acı bir gerçekle karşılaştım ki kalemim bozulmuştu inatla yazmaya calisiyordu falan.. googlelama sonucu benzer sorunu yaşayanlar icindeki sensörde sorun olduğunu ya yeni kalem alacağımı yada icini açıp sensörü temizlemem gerektiğini yazmışlar... bende aldım kalemi sökmeye çalıştım...


 aslında yapmam gereken :  

ama elde ettiğim sonuc:   




Sanırım yeni bir kalem alma zamanım geldi :/


25 Şubat 2011 Cuma

Türk erkekleri hayvan gibi sevişir...

"ulan bizim hayatımız, yatağa girdiğimiz hatunla tam penetrasyon gerçekleşeceği sırada hatunun bizi üzerinden itip; 'sevdiğim adam geldi aklıma. bunu ona yapamam! ihanet bana göre değil', 'beni yanlış tanımandan korkuyorum', 'sence buna hazır mıyız?', 'bu kadarı yeter. noolur üstüme gelme(lan zaten üstündeyim)... tripleri ile kendimizi fatma girik'e yakalanmış sarı donlu hoca gibi köşede bulmakla geçti."  

Kesinlikle doğru amına koyim (sevişme mevzusuna yekten koyarak girmeyle hayvanlığımı tescil etmek şöyle dursun, şu düşüncemden dolayı bana hak verecek kadınların olacağını bilmek daha çok ağrıma gidiyor lan!). evet, hayvan gibi sevişiriz. kabul. şakam yok be, vallahi kabul. sen bırak bizi, eşekler bile bizden daha hisli sevişiyordur. ama çuvaldızı da kendine bi batıracan! okuyoruz burada cins-i latif yazılarını; 


'yok efendim fin erkekleri öyle bi sevişir, bi fin erkeği uğruna o kadar uçtum ki, biriktirdiğim mil puanlarıyla dünya'yı iki kere dolandım'


'aman efendim italyan herifleri taş olur da üzerine havlu atsan sikiyle tutar.'


'ispanyollar bildiğin yunan heykeli zaten. ıbıza'da plajda bi soyundum, bakan olmadı. gay desem değillll, biseksüel gibi de durmuyorlar. hatunlar umurlarında değil. bi değişikler yanıaaa'


'ayh şekerim ben fransızlar kadar flörtöz adamlar tanımadım. adamların derdi sevişmek değil ayol; kaliteli vakit geçirmek...'


'siz türk erkeği nağsığ değleğ bi acağipsiniz' türünden yazıları.

 ablacım, sen fin'i, italyan'ı, ispanyol'u geç; arap erkekleri, malez erkekleri, moğol erkekleri bile bizden iyi sevişiyor emin ol. adamların kafası rahat bir kere. sevişmeye başladıkları zaman güzel bir sabaha uyanacakları bilinciyle giriyorlar yatağa. ondan sebep böyle pembeleşene kadar sevişmeleri. biz öyle miyiz amına koyim? bizle ne kıyaslıyon? 


ulan bizim hayatımız, yatağa girdiğimiz hatunla tam penetrasyon gerçekleşeceği sırada hatunun bizi üzerinden itip; 'sevdiğim adam geldi aklıma. bunu ona yapamam! ihanet bana göre değil', 'beni yanlış tanımandan korkuyorum', 'sence buna hazır mıyız?', 'bu kadarı yeter. noolur üstüme gelme(lan zaten üstündeyim)... tripleri ile kendimizi fatma girik'e yakalanmış sarı donlu hoca gibi köşede bulmakla geçti. ama bu geyiklerin içinde en çok hoşuma giden: 'çok daha iyi şartlarda seninle olmak isterdim' tribidir. sen kıt imkanlarınla arkadaş evinin somyasını denk getirmişsin ya, hatun saten nevresimli, cibinlikli bi yatak istiyor. ister tabi lafımız yok ona. hakkı mıdır? hakkıdır. ama donlar çıktıktan sonra refüze edilmek de sadece bize mahsus bir şey. zaten o yüzden sevişmeyi beceremiyoruz ya!


herif hatunla tanışmış. e hatun da hoşlanmış heriften. aman allah'ım hatunda bi göz süzmeler, bi işveler, bi cilveler... yeri geldiğinde böyle dirty talking'ler, alttan alttan cinsellik çağrışımlı iğnelemeler, türlü türlü koplimanlar, kışkırtıcı laflar, fantezilerini anlatmaya kadar gitmeler... e herif her akşam horozu boğar tabi daha ne yapsın? e gezdin tozdun, iyiydi. ne kadar ego var ise boca ettin herifin üstüne. buna da eyvallah... bu kadar mevzunun üstüne olacak bir şeyler dimi? ama yok. illa bi maraza çıkacak o son kertede!




işte biz bu yüzden iyi sevişemiyoruz anladınız mı? artık buna benzer birkaç tecrübe yaşamış adam; 'aman hafız hatun fikir değiştirmeden zatp edelim tüm haz noktalarını. tavdan düşmesin' diye, bi eli memede, bi parmağı vajinada, dili lavabo pompası gibi kulakta, durduk yere hatunun üstünde örümcek gibi kerkinen bi tip düşün. sırf hatun 'ban kaliba yapamiyciiim'... demesin diye hayvanlığın dorukluğunda geziyoruz. o sekansı bir tek çayır güreşlerinde 'başaltı pehlivanlarının' performansında görürsün ki, ben hızımı alamayıp o güreşlerden birisine ağa oldum(kaşarağası). elense, kündeye getirme ata sporumuzdan öteye gitti be!


tüm bunların ardından bir tane mokar hastasına gelirsin, alıştığın(alıştırdıkları) türden sevişirsin, bundan da laf yersin: 'yavaş beee... çok mu porno seyrediyorsun sen? adam gibi sevişsene!' diye! e biz tüm sevişmelerimizi grokoromende gerçekleştirmişiz. ne yapalım?

.

18 Ocak 2011 Salı

Yazma özürlü olmak..

bayadır yazdıklarımı kontrol etmeden yazıp yayınlama yöntemiyle buralarda bişeyler karalıyordum vakit buldukça bugün söyle bi üstün körü yazdıklarıma bakma gereği duydum ve...

AMAN allahım... bildiğin katletmişim Türkçeyi... bu kadar mı yetersizlik olur arkadaşım yazık yetersiz herif.. neyse düzeltme yapmıyorum hic birinde herkes görsün ibret alsın rezilliği ama en azdından bilincli biri olmak adına buradan özür dilemem gerektiğini düşündüm :)