6 Kasım 2013 Çarşamba

5 Kasım 2013 - Neden unutmamalı?

Guy Fawkes, yada ideallerimizin peşinde koşabiliyormuyuz..


3 yıl önce yazmıştım bu yazıyı, ideallerimizin peşinde koşmanın neden önemli olduğunu anlatmak amacı ile kimileri pek beğendi, vay güzel filmi anlatmışsın diyenleri de oldu. yada Guy Fawkes'in olayı aslında katolik kilisesi ile ilgiliydi şeklinde tekzip yapanlar oldu. Hatta kimileri çemkirdi "Ne alakası var ülkemizle? terörist mi olalım?" dediler...



Benim ilk anlattığım da buydu zaten Guy Fawkes'in asıl amacının ne olduğu önemli değildi, sonuçlarının ne olduğu önemliydi. İnsanların sorgulamasını tetikledi, neden? sorusunu sordurttu. bizler için, bugün yaşayan her insan için önemli olan kahramanlığı buydu.

3 yıl kimilerine göre uzun, kimilerine göre kısa bir zaman. 3 yıl yeterli bir süre bence bazı şeyleri daha detaylıca anlatabilmek için. hem hepimiz gördük neler yaşandığını bu dönem içerisinde. 

Guy Fawkes, 5 Kasım 1605'te yakalandığında 20 Tondan fazla patlayıcıyı İngiliz parlamento'sunu, içinde hükümet varken havaya uçurmak istediğini itiraf etmişti. 

Savunması ise, Protestan İngiliz hükümetinin Katolikler üzerindeki baskıcı tutumu ve haksız kararları idi. (bir Katolik olarak kendince haklıydı - burada doğruluğu ve yanlışlığı sorgulanabilir.) ve sonraki süreç içerisinde pek çok Katolik ailesi "Gunpowder Plot"'a dahil olma suçlaması ile Guy Fawkes ve arkadaşlarına yardım yataklık yapmak suçu ile katledildi, işkenceye maruz kaldılar. İngiliz hükümeti kimsenin gözünün yaşına bakmadan kendisine muhalif olan hemen herkesi bu komploya dahil olmak ile suçlayarak bertaraf etti. 

Tarih 30 Ocak 1606 gösterdiğinde "Gunpowder Plot" için adı geçenler birer birer  halkın gözü önünde işkence ile tövbe ve suçlarını itiraf etmeleri sağlanıp sonrasında infaz edildi. Tam 2 gün süren idamlarda 31 Ocak günü sıra Guy Fawkes'e geldiğinde, son sözlerini söylemek yerine, cellat ipi boynuna geçirdiği anda bulunduğu kürsüden aşağı atlar ve boynunu kırarak hayatına son verir. Böylelikle, dostlarına yapılan saatlerce süren halka açık işkencelerden kendini bir nebze kurtarmış olur. (Her biri soyulup, cinsel organları kesilmiş, tekrar tekrar boğulup bırakılmışlar. (İşkenceler Guy Fawkes'e de yapılmış ancak kendisi çoktan ölmüş olduğu için pek bir anlamı olmamıştır sanırım.)


Peki İngiliz hükümetini bu kadar sert tepki vermesine sebep olan şey neydi? Azınlıklara karşı neden böyle bir sindirme politikası gütmüşlerdi?




Buraya döneceğiz.









Yıllar sonra hep bir ağızdan söylendi, "Remember, remember the fifth of November...." 

Günümüzde kutlamalarını yapıyoruz... Elbette ki kitapların bizlere "öğrettiği" şekillerde. ;)
Hani şu, hayatınızı nasıl kontrol altına alabileceğinizi anlatan, kendi kararlarınızı nasıl verebileceğinizi, nasıl zengin olabileceğinizin masallarını anlatan kitaplardan...

...Tüm bu tavsiyeler, öneriler, pek çok şekilde karşımıza çıkıyor, tam da ihtiyaç olduğu anlarda size harika tiyolar veriyor ve kazandırıyor... Ama sonuçta ne kadar yükselirseniz yükselin, üstünüzde birilerinin olacağı gerçeğini anlıyorsunuz. 

Asıl sorulması gereken soruyu unutuyoruz yıllar içerisinde. "Bize ait olanı, neden başkası yönetiyor?"

Para.... paranın ne olduğunu biliyor musunuz peki? asıl amacının? yoldan geçen herhangi birine sorsanız ne diyecektir size? emeğinin karşılığı aldığın kağıt parçası diyecektir muhtemelen, yiyecek / ihtiyaçlarını karşıladığın kazanç diyeceklerdir örneğin.

peki asıl amacı neydi? Para, insanların sahip olduğu "altınlarının" karşılığı olan kağıt parçası. çünkü altını taşımak zordu.

Şimdi asıl sormamız gereken sorulardan birine geliyoruz. yapılan işin karşılığı bizim almamız gereken şey "altın" iken, altın'ın değeri her geçen yıl artış gösteriyorken, bu altının tevazu karşılığı olan kağıdın değeri neden bireylerin, orta ve alt sınıfın elinde olduğu sürece düşüyor?

Ben bir ekonomi uzmanı değilim. oturupta çılgınlar gibi chartlar çıkaramam ama tarihe birazcık tarafsız bakmasını bilen her insanın bu haksızlığı görebileceğine inanıyorum.
Paramız dediğimiz şey, karşılığı olmayan sözlerden başka bir şey değil artık. Para, hükümetlerin ve gücü elinde bulunduranların herhangi bir problemde bastıkları ve ortalığa savuşturdukları birer kağıt parçasından fazlası değil. (günümüzde kredi kartları diye revize bile edebiliriz bu tanımı) işte bu tam da bu, yaşadığımız dünyayı bizler için çekilmez hale getiren sistemin ana çarkı, dünya ve ülke ekonomilerini zehirleyen güç... ve bu gücün işleyebilmesi için çok basit bir ihtiyacı var; verdikleri parayı harcamanız. 

Peki dediklerini yapmasak ne olacak? Sağlık kurumlarından faydalanamayacaksınız, ihtiyaçlarınızı alamayacaksınız, ulaşım, enerji hiç bir şeye sahip olamayacaksınız ve buna rağmen sizden paranızı isteyecek birşeyler bulacaklar. Hükümetler, Bankalar, Borsalar, yada ismine ne derseniz, sizi cezalandıracak bir şey bulacaklar. Tek sebebi ne?

Size söylediklerini yapmadığınız için, size söyledikleri hayatı yaşamadığınız için.

Guy Fawkes'e geri dönelim,

Onların amacı, Protestan hükümetinin Katoliklere karşı dayatmaları ve yönlendirmelerini ortadan kaldırmaktı. Bugün sadece terimler değişti, yine Hükümetlerin dayatmaları yine bize ne yiyemeyeceğimizi, ne yapamayacağımızı, ne giyeceğimize karışanlar aynı kişiler...
ve elbetteki ekonomik büyüme için, para harcamamızı söyleyenler. Manevi anlamda bizlerin boynuna ipleri geçirenler yine aynı hükümetler, liderler.

Bunların hiç biri bizlerin hatası değil elbette, bunların böyle olmasını biz istemedik. Ama gerçekler ortada. Ve hiç bir yere gitmeye niyetleri yok..

...İşte tam bu yüzden unutmamalıyız. unutturmamalıyız 5 Kasımları.

Kimseye anarşik olun, isyan edin şeklinde bir tavsiye verdiğim yok, yada böyle ideallerim. Sadece unutulmaması gereken şeylerin hatırlanabilmesi için birazcık katkım olsun istiyorum.

Sizi sizden fazla önemseyen kimse yok, olmadı olmayacak, ne hükümetiniz, ne dininiz, ne ülkeniz, ne de başka bir şey. Doğru olana karar vermek için ya da bişeyleri yapıp yapamayacağınızı anlamak için size birşeyler söylenmesine veya dayatılmasına gerek olmadığını hatırlayın, hatırlatın.